Duyuru Bölümü!
 
  üstmenü  
  Burayada Yan Menü Olabilir!  

Hayatın Kalbine

Ebu Hafs el Hadad (ks) buyurdu;

EBÛ HAFS EL-HADÂD: "Tasavvuf tamamen edebden ibarettir".6 Tasavvuf edeb-i Muhammedi'dir ki, sîret-i nebeviyye ile tahallük etmektir. Bu ef'ali de, ahvali de câmi'dir. "Edeb İlahî nurdan bir taçtır ki, onu başına geçirdikten sonra istediğin yere gidebilirsin". Edebin gerek tarifi, gerek izahı babında pek çok söz söylenmiştir; ileride bunlara tesadüf edilecektir . Bu çok şümûllü vasf-ı umumînin en yüksek mertebesi şu iki beyitte tecelli eder: "Bir kısım evliya tanırım ki, onlar duadan dahi teeddüp ederek ancak zikir ile meşguldürler. O yüce şahsiyetler rızaya boyun kestiklerinden, kazayı def etmek için teşebbüse geçmeyi, kendilerine haram bilmişlerdir." Bu babda Hafız Şirâzî'nin beyti çok ârifânedir: "İhtiyaç içindeyiz ve birşey istemiyoruz. Kerim-i Müteal huzurunda istemeye ne lüzum var". Hind'in meşhur şairi Feyzi Hindî de: "Madem ki bizim ihtiyaçlarımızı kendisi biliyor, o halde duaya ne hacet var? Allah Allah!" diyerek hayretini izhar ediyor. Zira kullar evâmir ve hikmet-i rabbâniyeyi idrakten acizdirler. Fakat bununla beraber, acaba neden: "Rabbiniz buyurdu: Bana dua edin. Size icabet edeyim, duanızı kabul edeyim. Çünkü bana ibadetten büyüklük taslayıp uzaklaşanlar, hor ve hakir cehenneme gireceklerdir"7 buyurulmuştur. Biz de, şair Ziya Paşa ile hemzeban olalım: İdrâk-i meâli bu küçük akla gerekmez, Zira bu terazû o kadar sıkleti çekmez. Ölünceye kadar kulluk et Bazıları bu ve emsali beyitleri izahda "duaya ve ibadete hacet yoktur" diye manalandırırlar. Biz kimseyi dalalete delalet veya nisbet etmek istemeyiz. Ancak kendilerini vahdet-i vücüd felsefesini benimsemiş zanneden vahdet-i vücudçular, böyle beyitlere ve cümlelere yukarıdaki manayı vererek, teklifi ıskat etmiş olurlar ki bu, umumî manada hatimlerin: "Rabbini hamd ile tesbih et, secde edenlerden ol ve sana yakîn gelinceye (ölünceye) kadar Rabbine kulluk et"8 ayet-i kerimesindeki ölüm ile vukubulacak olan yakîni, hayatta idrake karîn olacak yakîn ile te'vil etmelerine benzer. Yani "Ölünceye kadar Rabbine ibadet et" manasını, "Hakk'a yakîn peyda edinceye, yani manen yükselip olgunlaşıncaya kadar ibadet et" yollu te'vil ederler ki, bu hüküm daha hayatta iken tekâliften kurtulmak için kaçamak yoludur. Bunlar: "O'nda, kitabın temeli olan kesin manalı ayetler vardır, diğerleri de çeşitli manalıdırlar (müteşabih ayetlerdir). Kalblerinde eğrilik olan kimseler, fitne çıkarmak, kendilerine göre yorumlamak için, onların müteşabih olanlarına uyarlar..."9 ayet-i kerimesindeki hükme müstehak olurlar.
Bugün 13 ziyaretçi (23 klik) kişi burdaydı!
table {margin-left: auto;margin-right: auto} h1#title{display: none;} h2#title span {display: none;} div.header{display: none;} li.nav_element{list-style-type: none;} li.nav_element{display: none;} a { font-family:"Century Gothic", Arial, Helvetica, sans-serif; font-size: 14px; color: #333399; font-weight: normal; } body,td,th { font-family:"Century Gothic", Arial, Helvetica, sans-serif; font-size: 14px; color: #000000; font-weight: normal; } body { background-color: #D7D1C1; }
 
   
  Link Takas!
Bu web sitesi ücretsiz olarak Bedava-Sitem.com ile oluşturulmuştur. Siz de kendi web sitenizi kurmak ister misiniz?
Ücretsiz kaydol